Öğrenmek istediğim siyasi, sosyolojik tahliller, tarihin akışı, psikolojik analizler olsa konu üzerine yazılmış metinleri okurum. Edebiyattan beklediğim ise nasıl anlattığıdır. Sayfalar sürmüş neredeyse kes-yapıştır aktarılan bilgi yığıntılarına ulaşmak isteyen okur o bilginin en derli toplu haline zaten ulaşır. Amaçlanan, araya ‘kamu spotu’ yerleştirip vasat okura ‘arada bi de bunu öğretelim’ kaygısı ise bunun da işe yarar bir ‘mazeret’ olduğunu düşünmüyorum. Kişisel gelişim kitaplarıyla ‘kemale eren’, tarihi romanla tarih öğrendiğini sanan okur şiire bulaştığında tepeden tırnağa ‘duygular şelale’ oluyor tahmin edildiği gibi. Böyle biçimlenmek, okurun bildiğini/olduğunu sanarak kanmasından, çevresindekileri kandırmasından başka işe yaramıyor (yoksa ortalıkta bunca ‘sevgi pıtırcığı’ varken sıradan faşizmin batağında olur muyduk?).
Yazarın kitabı yazmak için ‘veri toplama’ süresi yazma süresini aştıysa -ki ‘bu kitap için yıllardır araştırma yapıyorum’ sözü neredeyse bir yazar çalımı oldu- ortaya bilgi yığıntısının ‘yazarlık mektebinde’ öğrenilen odacıklara yerleştirmesinden başka bir şey çıkmıyor.
¨bilginin kendisi değil buharı muteberdir. … yazmak bildiğini okumaktır!¨ der Hasan Ali Toptaş. Hasılı, yazar kendini sağmalı; ne kadarsanız o kadar yazabilirsiniz, ‘kasanı’ okur görür, okur da ne kadarsa o kadar görür elbet.
İşte böyle ‘huysuz’ bir okur olarak okudum Hasan Sever’in “Birazcık Halil” adlı romanını. Gerçekten de dil ustalığıyla yazılmış, uzun zamandır okuduğum kitapların en iyilerindendi. Sever, bizim toprakların insanı. Ben beklenti diyeyim siz kaygı anlayın: Sandım ki ‘geniş ailemin’ iyi bildiğim, kaybolmaya yüz tutmuş uzun bir söyleşisine kulak vereceğim. Bunu istemek/beklemek bir yandan da bir yazarın ilk kitabında ‘en iyi bildiklerini’ dökecek olmasıdır, ki bu ilk kitabını yazmış bir yazar için ‘heybesindekileri döktü’ ikinci kitap gelir mi acaba kaygısıdır da… Öyle olmadı. Eline sağlık Hasan Sever, yeni kitaplarını heyecanla bekliyoruz.
“Birazcık Halil”, Hasan Sever, Ayrıntı yayınları, 2015
Yeter Özdemir
16 Aralık 2015