Şöyle anlıyorum:
AB (noktaları değişen) bir doğru olsun; ömre tekabül eder, sanaldır. Sanallığını sonra açıklamayacağım. AB doğrusunun orta (başlangıç) noktası doğum günü olsun; aynı zamanda sıfır noktasıdır. Sol, A yönü, (nötr manada) bilgisizliği; sağ, B yönü, (nötr manada) bilgiyi temsil etsin. Sıfır noktasında durmanın zamanı durdurmak olduğunu bildiğimizden ya A ya da B yönüne doğru bir seyahate başlarız. Diyelim ki sürekli B yönüne gittik; bilgilendik, bilir olduk, uzmanlaştık. Tıpkı anti-made gibi, B yönüne yapılmış her hareket A yönünde bir “anti” yaratır. Halk arasında tarifi şöyledir; “bak, okumayaydın/çalışmayaydın/büyük sözü dinlemeyeydin şimdi şu sürüye çoban, şu binaya bekçi, şu sokağa çöpçü olurdun.” “Olurdun” ile “Oldun”un toplamı her daim ömrü verir. Bu ömür ki, varsayım bu ya, hep doğrusaldır ve bir noktada artık en uçtadır. Şimdi, o uca vardıysak eğer, “sıfır” noktasını dizimize dayayıp A ve B uçlarından kendimize doğru çekiyoruz. Eğer doğru, usturuplu bir şekilde, çevre uzunluğu AB olan bir çembere dönüşmüşse bu Fachidiotluk halidir. A ve B noktaları üstü üste veya yana yana gelmiş veya iç içe geçmişlerdir. Mesele şudur ki, hangi durumun A hangi durumun B olduğu muammadır. Hal böyle olunca hareketleri kontrolde (hayatı yaşamada) büyük bir sorun ortaya çıkmıştır. Hayatı idame ettirmek artık bir alışkanlıktır; buyurun cenaze namazına.
Önerim:
A noktası başlangıç noktasıysa eğer, (zamandaki) o noktaya bir taş atmış olalım ve bir doğru doğruluğunda değil bir dalga eğriliğinde yayılalım. Ömür, derya olsun, doğru değil.
Gencecik çocuklar geliyor yanıma, daha ziyade kadın olanların sıfatları genellikle “Fachfrau” ile bitiyor. Yüzlerine bakıyorum; henüz çil bile çıkmamış. Aşk acısı yaşamamış; zira derinlik yok. “Fachfrau mu?” diyorum, “Evet” diyorlar. “Sen, çocuğum, daha çocuksun. Yazık değil mi sana?” diyorum içimden. “18 yaşından büyükler vergi beyannamesi doldurmak zorundalar”mış; “dolduralım” diyorum.
Ne ben derdimi anlatabiliyorum o çocuklara ne o çocuklar dertli olduklarını anlatabiliyorlar. Üflüyor birileri; “artan hacim değil, Fachidiotluğun çapıdır” diyorum da, “çap ne?” diyorlar!
Holmes: Canım hiçbir şey yapmak istemiyor.
Watson: O halde yapmayalım.
Holmes: Hatta konuşmayalım da.
Watson: Konuşmayalım.
Hasever
Derby, 22 Aralık 2010
Fachidiot (Etimolojisi – Wikipedia’dan Tercüme)
“Fachidiot” kelimesi tarihsel olarak “Fachidiotizm” kavramından gelir. Alman yazar Jean Paul’un (1763-1825) “Her uzman, alanının eşeğidir” tabiri bu kavramın çok erken zamanlarda bilinmesine vesile olmuştur. Fachidiotizm kavramı ilkin, Marx’ın 1847 yılında Fransızca olarak yayınlanan “Misère de la philosophie” eserinde kullanılmıştır. Bu eser, (Felsefenin Sefaleti bn) Almancaya 1885 yılında çevrilmiştir. Orada şöyle yazar: “İşbölümü, modern toplumda uzmanlar, bilirkişiler ve onların sayesinde “Fachiditotizm” yaratmıştır.