Güneşli günlerde bu memleket bir başka güzel. Zaten, İsviçre güzel, bakımlı bir memleket, hani kartpostal güzelliği denir ya o cinsten; güneş de oldu mu güzelliğe taç oluyor. Fakat kurgulanmış her güzellik gibi işin ruhu biraz tatsız. Neyse, işte böyle güzel havalarda öğle arasına çıkmak istemiyorum çünkü dönüşü çok zor.
hasan sever
Rock için yetmişli yıllar neyse, Alevi deyişleri, geniş manada ozan kaynaklı Deyiş/Türküler için de 80’li yıllar aynı manaya gelir.
Yazmak kelimelerden anlam türetmekse, sinema da nesnelerden görüntü yaratmak olsa gerek. Muharrir, aynı kelimelerden kaç anlam çıkarabilir bilemez ama, O’nun, bir nesneden sonsuz görüntü yaratmaya yakın durduğunu rahatlıkla yazabilir.
Bazı yemeklerin sıradanlığı yoktur; onlar, çamurdan da yapılsa asaletlidirler.
Yıl ya 90 ya da 91 olmalı. Nesimi Çimen’in konseri var diye duyduk.
Anadolu coğrafyasında yaşayanların malumudur. Temayüllere uymayan bir aşkın peşinden koşan Çoban, aşkına kavuşmak için büyük bir sınavı başarıyla atlatmak zorundadır.
En çok dilimi tuttular içimde
“The blue bus is calli’ us”
“Kizilağaç fidani tepeden budanur mi”