Mam Hasan’ın Manzarası

Mam Hasan'ın Manzarası

Fotoğrafı karşıma, Mahzuni’nin “Kanlım Olursun” kasetini teybe koydum. Gayrı, “Elbistan düzünün bir taşıyım ben.”

Sevgili Amcam,

Ali (Yıldız) ne vakit köye gidecek olsa mutlaka fotoğraf çekip gönderir. Bu fotoğrafı da o çekti; fakat bu başka türlü bir fotoğraf … Bu senin manzaran. Görür görmez çarpıldım. Özdem fotoğrafı bilgisayarda işledi. Şimdi işlenmiş haliyle evimizde çerçeveli bize bakıyor.

Pardösülü olduğun bir fotoğrafın vardı; gençliğinden. Ankara Ulus’ta çektirdiğini söylemiştin. Hatırladın mı?

Kuru kahvecilik yaptığınız dönemden. Ne vakit kuru kahveciliğini düşünsem, durgun suya atılmış ufacık bir taşın suyu usulca dalgalandırması misali bir gülümseme yayılıyor yüzüme. Bazen, walla, elimde bir kamera sizi takip ediyor buluyorum kendimi. Hayali. Ankara otobüs terminalinde, elinizde torbalarınız …  Sonrası, yine sen anlatmıştın: “Ankara büyücek bir şehir oldu. Tepeler, dağ bayır ev doldu.

Sevgili Amcam,

Hala doluyoruz o şehirlere.

İşte bu yüzden, sarıya batmış manzaran, içindeki yeşilin numuneliğine rağmen hoşuma gidiyor.  

Çocukluğumdan hatıradır:

Manzaranda; çatılanmış, yeni yetme iki evin tam ortasından, eski günlerin şaşasını yüzünde taşıyan, üç pencereli ve yekpare kapısıyla sana bakan bir ev var.

Hayal meyal hatırlarım. Devrimcilerin bozkıra yağan yağmur gibi çocukluğumuza girdiği zamanlardı. Dünya o zaman iki şeyden ibaretti: Devrimciler ve fafiştler (Faşistleri anca böyle telaffuz edebiliyorduk). Bir gün, hatta bir akşam, gizli bir haber yayıldı köye: Şah Turna gelecekmiş! Nereye? İşte o eve. Aceleden kara lastiklerimizin topuklarına basarak fırladık evlerden. Hakikaten biri gelmişti. Galiba, kördü. (Zaten gaz lambasının ışığında, gözlerimiz değil düşlerimiz çalışırdı.) O sazın sapı ne kadar uzundu anlatamam. Değil Elbisatan Maraş’ın, koca memleketin ve hatta dünyanın bütün şarkı-türküleri dolsa dolsa bir perdesine anca dolardı.

Ama bizim payımıza;

“Ali Haydar ölmez ağlamaz bacı” düşmüştü. Besbelli kendimizi teselli ediyorduk.

Gel ki ölünüyor…

Sevgili Amcam,

İnsanın tek ülkesi çocukluğuymuş; gerisi, gerisi galiba uydurma.

Ülkemin en çalımlı amcasıydın.

Ellerinden öpüyorum

Beni merak edip, şüphe duyanlar

Kendin bilmezlerin telaşıyım ben

Aslım Horasan’dan, toprağım Afşin

Elbistan düzünün bir taşıyım ben.

Mahzuni şerif

Yeğenin Hasan Sever

Zürih, 3 Mayıs 2015




Ozan Şah Turna: http://www.sahturna.com & http://siarcan.com