Yıl 1986, Ankara Atatürk Lisesi’nde lise bir talebesiyim. Tarih öğretmenimiz zamansız bir tayine mi kurban gitmiş yoksa uzun bir hastalığın mı pençesinde hatırlamıyorum; tarih derslerimiz boş geçiyor. Neyse çok sürmedi, namını duyduğumuz Mehmet Ali Hoca tarihçimiz oluverdi.