Hangisine bakacağımı şaşırdım; bir yanda ruhuyla yazıldığı Elbistan-Malatya bozkırında Çocukluğun Gölgesi, öte yanda bozkırda mucize kabilinde açmış sarı güz çiğdemi…
elbistan
6 Şubat 2023 Pazartesi saat 13.24’te meydana gelen Elbistan Depreminde yitirdiğimiz tüm canlarımızın aziz hatırasına.
Bir şeyi görmek istemiyorsan gözlerini kapatırsın. Peki ya o şey bir film karesi gibi zihin ekranında takılı kalmışsa?
6 Şubat 2023 Pazartesi saat 13.24’te meydana gelen Elbistan Depremi’nde yitirdiğimiz gencecik öğretmenimiz Sevim Çolak’ın aziz hatırasına; depremde kaybettiğimiz tüm canlarımıza…
“ben bu yürek yarasını
bir gece elbistan’da duymuştum*”
“Dut ağacının en uç dalına tırmandığım zamanlar
Tatlısından anlardım en az bal arısı kadar*”
K. Sever
Armudun iyisini ayının yediği söylenir ya insan merkezli bir cümledir. Yaşam bendini tümüyle tarlasına çeviren insan, o bentten ara sıra su içmek isteyen diğer canlılara karşı böyle küstah cümleler kurmuştur. Doğa, doğanın sakinleri ve onların yaşama hakkı düşünüldüğünde, dağ başındaki armudu yine dağın başına yuva oymuş ayıdan başka kim yemelidir? “Bencilliğimizden” bulalım!
(On)Bir yıl oldu!
…
Koca bir yıl geçti Mam Hasan! Seni güneşin gölgesinde, seni ayın karanlığında, seni yağmurun kuruluğunda toprağın üstüne bırakalı, koca bir yıl geçti.
Kent yalnızlığın çoğulu, çoğulların yalnızlığıdır. Her kent kendi içinde her kentli kentin içinde yalnızdır. Ankara’nın bozkır, Zürih’in ortaçağ kokan sokakları hep tek başınadır. Çünkü kent, insanlığın yalnızlığı envanterine aldığı noktada vücut bulmuştur.
Fotoğrafı karşıma, Mahzuni’nin “Kanlım Olursun” kasetini teybe koydum. Gayrı, “Elbistan düzünün bir taşıyım ben.”
Akıl ermez şu feleğin işine
Arsa ile arazi arasındaki farka hiç kafa yormadım. Fark var mı onu da bilmiyorum. Ama biliyorum ki adına doğa dediğimiz büyük bedenimizin katmanları arasında ömür denen en kıymetli madenimiz yatar.
Bazı yemeklerin sıradanlığı yoktur; onlar, çamurdan da yapılsa asaletlidirler.