“Kimliksiz” Halto’nun yaşam şansını Nurhak Dağlarında “Talebelerin” yanında araması, “kimlik” kazanma mücadelesinde yıllar geçse de adresin değişmediğini göstermektedir.
Kurtkulak’tan esen sert bozkır rüzgarının Yoğunsöğüt üzerinden tüm Alxas’a, oradan Nurhak Dağlarına çarpıp Elbistan Ovasını aşarak İsviçre’de edebiyata esin kaynağı olabileceğini Hasan Sever edebi derinlik ve akıcı bir anlatımla “Çocukluğun Gölgesi” romanında hepimize göstermiş.
Bölge kültürü ve Alevi inancının toplumsal eşitliğe yatkınlığının Yüzbaşı-Halto ilişkisiyle anlatılması, Curali ile kültürel direngenliğin gösterilmesi, mülkiyet sorununun sosyal yaşamda güçlü ve bilge kadın imajı üzerinden sorgulanması romana felsefi derinlik katmış.
Alxas’ta döneminin en acılı olaylarından biri olan Hasan’ın katledilmesinden, “Talebelerin” bölgedeki faaliyetlerine, Yüzbaşı ile Halto’nun köy ziyaretlerinde Seyhan, Turaç, Hulusi ile karşılaşmalarından, Gölpınar yolunda yakalandıkları şiddetli fırtınayı Hulusi’nin rehberliği ile “Dokuzdolambaç”ı aşarak atlatmalarına kadar değinilen detaylar, coğrafyanın “kederli” hikayesinin gelecek kuşaklara aktarımı anlamında önemlidir.
“Kimliksiz” Halto’nun yaşam şansını Nurhak Dağlarında “Talebelerin” yanında araması, “kimlik” kazanma mücadelesinde yıllar geçse de adresin değişmediğini göstermektedir. Bu coğrafyada uygar bir yaşam inşaa etmenin insani bedeli hala çok yüksektir. Ve bu durum maalesef son elli yıldır yaşanan çatışmalı süreçle birlikte bölgenin payına düşen acıları ve ne yazık ki Mande anaları çoğaltmıştır.
“Çocukluğun Gölgesi” bizim de çocukluğumuzun gölgesidir. Büyük bir zevkle okudum.
Sever’in bu yetenek ve birikim ile daha çok yol yürüyeceğine inanıyor, devamını diliyorum.
Emeğine, yüreğine sağlık sevgili Hasan.
İrfan Karagöz
Ankara, 3 Mayıs 2025