Neden bilmem, söze, “Mesele iki ağaç meselesi değil” diye başlıyoruz. Oysa neden olmasın! İki Ağaç, koskoca İki Ağaç için devrim yapsak fena mı olur! Gerçi insanın hesabının tutulmadığı yerde, ağaca devrim yapmak cümlede biraz eğri duruyor ama, olsun, onu da devrimle düzeltiriz.
“Ben bilinçli hayatım boyunca 1 Haziran 2013 gününü yaşamayı beklemiştim. Yaşadım. Yine bilinçli hayatım boyunca, ‘Bu halktan hiçbir şey olmaz!’ diyenlere karşı devrimi savunmuştum. Devrimin olabileceğini gördüm. Dahası, ‘Olmaz!’ diyenlere de gösterdim.” Hdr Ateş.
Gezi Parkı Kalkışması işte bu cümlelerle hayatımızda yer etti. Kendisini göremediysek de (henüz), siluetini gördük; kokusunu aldık, sıcaklığını hissettik. Bu bile şuncacık süren insan ömründe, henüz göremediğimiz ve bilim insanlarınca yörüngesi dahi bilinmeyen devrim yıldızının ufkumuzda geçmesi demektir. Bir ömür daha ne ister!
Bir kadın girdi hayatımıza mesela. Islanmış bedeniyle İstanbul’dan daha güzel bir kadın! Zaten devrim dediğin en güzel kadın üstünde durmaz mı! Gördük. Bir ömür daha ne ister!
Hikaye şöyledir:
“Diyarbakır’da bir aile köyünü terk etmek zorunda kalıyor, kente taşınıyor. Aileden yaşlı bir adam var, arada bir ortadan kayboluyor. Nereye gittiğini kimse bilmiyor. Meğer yüzlerce kilometre aşıp köyüne gidermiş, kiraz ağaçları varmış köyünde, onların bakımsız kalmasına gönlü razı değilmiş. Gerekeni yapar, geri gelirmiş. Bu olay bile tek başına bana çok anlamlı geliyor. Kiraz ağaçlarının bakımı için orada askerin kontrolündeki araziye geçiyor, gerillanın arazisine geçiyor, ölümü göze alıyor, bakımı yapıyor ve geri dönüyor. İşte esas hadise o kiraz ağaçları.(1)”
Diyarbakır’dan İstanbul’a hadisemiz tek: Kiraz Ağaçları. Bir de Sait Faik Abasıyanık var; Ezginin Günlüğü’nde enfes bir müziktir şimdi:
“Sana nasıl bulsam, nasıl bilsem
Nasıl etsem, nasıl yapsam da
Meydanlarda bağırsam
Sokak başlarında sazımı çalsam
Anlatsam şu kiraz mevsiminin
Para kazanmak mevsimi değil
Sevişme vakti olduğunu…”
Şairden ve Kiraz Ağaçlarından müsaade alıp, “Devrim Mevsimi” diye değiştireceğiz; fakat “Sevişme Vakti” olduğu gibi kalacak.
Bir ömür daha ne ister!
Hasan Sever
İstanbul, Nazım Hikmet 2013
(1) Mihri Belli, Esas Hadise O Kiraz Ağaçları, Chiviyazilari, 2002, İstanbul