Epeydir yazayım diyordum, fırsat olmadı. Hazır konuyu netleştirmişken peşrev niyetine alkole dair bir iki cümle kurmak istiyorum. Malum, sağlığa zararlı; tersini iddia eden de yok zaten. Fakat her seferinde, kendilerini, hiç semtine uğramadıkları bilimin yerine koyup söylüyorlar ya, gına geldi.
Evet, alkol sağlığa zararlı; üstelik, tarihimizin iki müstesna insanı da müptelalarıydılar. Birincisi Neyzen Tevfik, ikincisi Can Yücel. Şimdi soru şu: Neyzen’in şeker komasına sokan bir dörtlüğü yahut Can Yücel’in, kolesterole sebebiyet veren bir şiiri var mıdır? Fakat çok zorlanmadan, üstelik klavyenin sadece orta sıra harflerini kullanarak, dini bütün ve dahi insanlığa miras olarak, bırakalım kolesterol ve şeker tetiklemeyi, katliam ve ölüm bırakmış bir dolu İsevi, Musevi, Muhammedi sıralayabiliriz. Hem zaten,
Sarhoşken en fazla sevişir insan
Savaşan tüm ordular ayıktılar.
Orman Dikmek!
ODTÜ Ormanı’nda, sevgili devrimci abla/ağabeylerimin bu kadar büyük emekleri olduğunu biliyor, ama, en azından, Yusuf ile Hüseyin’in, dikim sırasında aynı halayda mendil salladıklarını bilmiyordum. Fotoğrafı görünce aklıma gelen ilk cümleyi daha önce paylaşmıştım, yinelemiş olayım:
Hangi (güzel) taşı kaldırsan altında biz.
Tesadüf mü? Değil tabii. “Okyanusun en ıssız dalgasına düşmüş bir kibrit çöpüne” şiir yazabilen insanların devamıyız. Birilerinin yaptığı gibi, bir ülkenin yüz ölçümünden daha büyük alana ağaç diktiğimizi saçmalayıp, çöl yalnızlığında keresteye durmuyoruz. Sırası gelmişken doğrudan sorayım:
Sahi…
Sahi sizin aklınıza orman dikmek neden gelmez!
Neden memleket sevginiz sürekli tüketmek ister!
Hem, neden şehirlere metrekare hesabıyla bakarsınız!
Sahi siz neden şehirleri sevmezsiniz!
Şimdi yine tutturmuş ODTÜ’nün orta yerinden otoban geçirmek istiyorlar. Çözümlemesi beni aşar; fakat meseleye dair bilgisi olanlardan ricamdır, Türkiye Sağı’nın yol takıntısı hangi hastalığın tezahürüyse söylesinler bilelim artık. Tesadüf olmasa gerek, Adnan Menderes’ten başlayarak; Süleyman Demirel, Turgut Özal, Recep Tayyip Erdoğan kamyon yarıştırır gibi yol yarıştırdılar. Çok “sağ” ve evlerden uzak olsunlar, hepsiyle ayrı ayrı “ford” medeniyetler düzeyine çıktık ama geldiğimiz nokta, üç tarafı denizden, dört tarafı kapalı kara parçası oldu.
Sahi, dört tarafı kapalı kara parçasına ne ad verilir?
Benim yanıtım, “Hasta Ülkem” isimli tek dizelik şiirim:
“Deniz Gezmiş olsun.”
Hasan Sever
Zürih, 28 Ağustos 2013
Not: Sinoplu Muhtar’a en hususi selamlarımı iletiyorum. Orman diyorum, ağaç diyorum… O anlar.