Messi & South American Dream

Josep „Pep“ Guardiola, “Onun hakkında yorum yapmayı, onu tarif etmeyi bırakın; sadece seyredin” diyor. Bunun da bir yorum olduğunu belirtip, Pep’in müsaadesiyle, rakip ceza alanı civarında biraz Tiki-Taka yapmak istiyorum; ne de olsa sever bunu.

Evvela, futbola gönül vermiş faniler olarak çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum.

Efsanelerin ekseriyet vuku bulmuş ama bir daha tekrarlanmayacağı varsayılır; hatta ve hatta yaşanıp yaşanmadığı bile tartışmalıdır.

Messi tartışmasız ama!

Onu gördük, görüyoruz; seyrettik, seyrediyoruz. Yani gerçekliğinden şüphemiz yok (gibi).

Fakat bana öyle geliyor ki, yine de bir gün karşımıza çıkacak ve tüm dünyaya şöyle seslenecek:

“Güzeldi. Eğlendik. Hoşça zaman geçirdik. Lakin buraya kadar. Fin. Bilin ki bütün yaşananlar bir kurmacadan ibaretti.”

Nasıl ama!

Hollywood “The Truman Show” ile tek kişiyi “kandırdı”. Kapasitesi bu kadardı. Messi ise tek kişiyle tüm dünyayı “kandırabilecek” potansiyele sahip.

Şaşırır mıyız? Kendi adıma yanıt vereyim: Hayır! Zira çoğu şey gerçek olamayacak kadar mükemmel veyahut mükemmele yakın gidiyor.

Çocukluğumda, Cin Ali adlı, üç beş çizgiden mürekkep bir çizgi kahraman vardı. Elifba öğrenmemize yardımcı olsun diye yaratılmıştı. Biz onun bütün hal ve tavırlarını hayal ederdik. Çizgiden tasarruf karakterimizi yaratanlar bunu böyle mi tasarladılar bilemiyorum ama olan buydu. Orada da her şey mükemmele yakın işlerdi.

Messi de ise tam tersi sözkonusu. O, hayal kurmamıza hiç fırsat vermiyor. Hani bir kere de desek ki “Topa öyle değil de şöyle vursaydı var ya…”

Olmuyor!

O futbolda hayal gücümüzün ötesine geçiyor.

İşte o zamanlar Nazım’dan yepyeni bir dizeye rastlamış gibi oluyorum. İçim büyüyor. İnsana, insanlığıma saygım artıyor. Bunu da yapabilirmişiz diyorum.

Böyle değil midir zaten;

Şiir niçin var? İnsanlık yazıyı ne diye icat etti?

Kendini tanımlamak, tanıyabilmek için değil mi!

İşte biz de onun yaratıcı, estetik, akıllara zarar präzis oyunuyla biraz daha kendimizi tanıyoruz.

Futbolun transfer üçkağıtlarını, endüstrisini, bilhassa Körfez ülkelerinin son zamanlarda futbol üzerinden piyasa yapmaya .çalıştığını falan filan bir tarafa bırakalım.

Hem, Seregen’e atfedilen “Ya biz bu şeyi (futbolu) mahallede oynarken daha çok zevk alıyorduk”u çoktan geçtik. Maradona’nın Fifa için söylediği  “Dünyanın en büyük mafya teşkilatı” tanımına içimizden hak verdik; ve onu da geçtik.

Evet, çok para dönüyor futbolda. Para tabiatı icabı girdiği her alanı kirletiyor; kabul. Bütün bunlar ama Messi’nin, Amerika’da yeni bir American Dream arifesinde olduğunu engelleyemiyor.

Futbolda hangi sevabı işledik ki onu seyredebilme şansına erdik bilmiyorum.

Bildiğim onun yıllar sonra dünya denen sahneye futbol topuyla çıkmış bir Şarlo olduğudur.

Yaşadı Şarlo!
Yaşasın Messi!

“Evet, sevgili dünyalılar, sizin için (daha) ne yapabilirim?”*

Hasan Sever
Zürih, 28 Ağustos 2023

* https://hasansever.org/2020/08/10/evet-peder-sizin-icin-ne-yapabilirim/