Bölüm 11
Zürich’ten Avusturya’nın Linz şehrine gidiyoruz. Railjet, İnnsbruck girişinde saatte 150 kilometre hız yapıyor. Masalı koltuklarda Hare Dize, her türlü performansı sınırında, dışarıya bakıyor:
“Anne, ağaçlar niye devriliyor?”
28 yıl önceye gidiyorum.
Kör kamyonun şoför mahallinde
Bir çift çocuk far
Dışarıya bakıyorum.
Kömürhan Köprüsü
“Zeytinin dali”
Kırılsa memleket bölünür.
Sağım bozkır
Solum bozuk
Altım Fırat.
Telefon direkleri
Tel omuzda halaya durmuş
Terse akıyor.
Bir, ‘ki, üç, dört
Bir, ‘ki, üç, dört
Asker taşmış ülkeye
Cümlemiz dert.
İçime
Ta içime kaçmış çocukluğum
Kaya çatlağından
Fırat’ın yüzüne vuruyor.
Fırat’ın yüzü,
Şimdi burda
İnn ırmağı turkuaz akıyor.
Turkuaz, Passau’da Tuna’ya
Karadeniz Karadeniz
Sen yarasın
Bense Deniz.
Bitiriyorum
Değilse yolum Varna’ya varır
Ki
“Yanar elleri”m
Yanmak;
Nazım gibi olmak
Nazım gibi şehri uzak
İstemiyorum.
Hasan Sever
Mardin, Ekim 1983 – Zürih, Ekim 2011
Ağabeyime Not: Sevgili Ağabeyim, 28 yıllık gecikmeden ötürü “kompsisyonu” biraz uzun tuttum. Umarım, kurallara uygundur. Fakat bir şey baki, beğenmen durumunda 20 liramı isterim; ona göre.
Foto: CC BY-SA 2.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=95077